top of page

Güney Ege'de büyülü bir öğleden önce

29 Aralık 2024 sabahı, Güney Ege'nin yağmurlu sabahlarından birine uyandık. Gökyüzü griye çalan bulutlarla kaplanmış, çiseleyen yağmur, sokakları ve dağ eteklerini nemli bir huzurla sarmıştı. Sabah kahvemizi içerken büyülü anların bizi beklediğinden habersizdik. Saat 10 civarında yağmur yavaş yavaş dinmeye başladı ve güneş bulutların arasından utangaçça kendini gösterdi. Bu ışıltılı gölgeleri izlerken kendimizi Aminthas Kaya Mezarları'na doğru yola çıkmış bulduk.

Aminthas Kaya Mezarları, 29.12.24
Aminthas Kaya Mezarları, 29.12.24

Mezarlar, Likya medeniyetinin en etkileyici kalıntılarından biri olarak, dağ yamacına oyulmuş, heybetli sütunlarıyla bizi bekliyordu.

Tarihi merdivenlerden çıkmaya başladığımızda çevremizi Likya uygarlığının ihtişamı ve zamanın sessizliği sarmaya başladı. Kaya mezarlarına ulaştığımızda, çiseleyen yağmurun denize düşen damlalarını boylu boyunca uzanmış gökkuşağının süslediğini fark ettik. Bu, kentin antik geçmişiyle bugünün masalsı atmosferinin bir araya geldiği unutulmaz anlardan biriydi.

Bu büyülü anları hafızalarımıza ve çektiğimiz karelere kaydettikten sonra, şehrin panoramik manzarasının tadını çıkarmak için Aşıklar Tepesi'ne gitmeye karar verdik. Tepenin özellikle romantik bir havası vardı; hafif bir sis, dağların üzerine incecik bir tül gibi yayılmış, şehir ise denize doğru akan bir tablo gibi görünüyordu. Tepenin zirvesinde oturup termostaki sıcak kahvelerimizden birer yudum aldık. O anda, geçmişin ve bugünün ne kadar uyumlu bir şekilde birbirine karıştığına şaşırıyorduk.



Aşıklar Tepesi
Aşıklar Tepesi

Şiddetini yeniden artırmaya başlayan yağmur bizi bir mola vermeye zorladı. Yakın bir kafeye sığınıp, şehrin tarihi dokusu hakkında sohbet etmeye başladık. Burada, Likya mitolojisinden bahseden bir kitap bulduk ve şehrin, tarihin dokusunda nasıl önemli bir yere sahip olduğunu çok daha iyi anladık.

Yağmur azaldığında, yeniden dışarı çıktık. Sokaklarda yürürken karşımıza çıkan eski bir Rum evi dikkatimi çekti. Evin çökmüş duvarları, Likya kaya mezarları kadar dikkat çekici değildi belki ama geçmişin sade, yalın dokusunu bir o kadar taşıyordu.

Bu yarım gün, hem yağmurlu hem de güneşli havasıyla romantik ve masalsı bir tatta sonlandı. Fethiye'nin tarihi, doğayla böyle uyum içinde yaşayan bir şehir olması, her ziyaretçinin kalbinde yer etmeye devam ediyor.

Bugün, 2025 yılına iki kala yaşadığımı iliklerime kadar hissettiğim, ruhumun huzurla dolduğu anlardan biriydi. Bu anlarla dolduracağım hayatımı inşa etmek için var gücümle çabalamaya devam ediyorum. Hayat keşfettikçe güzelliklerin farkına vardıkça daha da anlamlı oluyor. İnsan ertelediği, saçma sapan üzüldüğü, anlamsız şeylerle vakit kaybettiği günleri düşününce bir yandan hüzünleniyor bir yandan da bu günlere gelebildiği farkındalık yaşadığı ve harekete geçebildiği için de kendiyle gurur duyuyor. Yeni keşif ve anlarda buluşmak üzere..

Not: Kaya Mezarları'na Fethiye şehir merkezinden yürüyerek ulaşmak mümkün. Müze Kart ile giriş yapabilirsiniz. Aşıklar Tepesi için ise güneşli bir günde belki yürünebilir ama araçla gitmek sanki daha konforlu :)




Comentarios


bottom of page